Eğitimci, şair, yazar ve çevirmen İbrahim Türkhan 1972 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Büyüktatlı Kasabasında doğdu. İlk ve Ortaokulu Afşin, Liseyi K.Maraş'ta okudu. Kayseri MYO'da okuduktan sonra 1992'de Kırgızistan'a gitti. Isıkgöl D.Ü. Eğitim Fakültesi Coğrafya Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Kırgızistan'da bulunduğu yıllarda yerel ve ulusal gazetelerde gazeteciliğin yanı sıra, Kırgız okullarında Türkçe ve coğrafya öğretmenliği yaptı. 1999 yılında Türkiye'ye döndükten sonra Coğrafya öğretmenliği yaptı. Halen bu görevine devam etmektedir.
Kırgızistan'da üniversite eğitimi almak üzere gittiği 1992 yılından başlayarak, Kırgız edebiyatına ilgi duydu. 1993 yılından itibaren (Roazarlığı ile çevirmenlik yaptı. Türkçeden Kırgızcaya, Kırgızcadan Türkçeye çevirdiği edebi eserler, Kırgızistan ve Türkiye'de çeşitli edebiyat dergileri ile gazetelerde, yayımlanmaktadır.
Ibrahim Türkhan'a 2013 yılında Kırgızistan Uluslararası Edebiyat Akademisi tarafından "Akademik" unvanı, 2014 yılında Kırgızistan Isık Köl Kabarları gazetesi tarafından "Kadırman" unvanı verildi.
Avrasya Yazarlar Birliği ile Kırgızistan Uluslararası Şairler ve Yazarlar Birliği üyesi olan İbrahim Türkhan'ın yayımlanmış eserleri şunlardır: Tanrı Dağları'nın Yankısı (Hatırat). Mecit Gafuri'nin Şiirleri (Çeviri-2011), Aytmatov'un İzinden (Hikâye), Kırgız Edebiyatı Tarihi (2013), Kırgız Şiirleri Antolojisi I (Çeviri), Kırgız Hikayeleri Antolojisi I (Çeviri), Kerimbek Kadırakunov'un Şiirleri (Çeviri), Toktogul Satılganov'un Şiirleri (Çeviri).
SONBAHAR DÖKÜLÜR AVUÇLARIMA
-I-
Sonbahar dökülür avuçlarıma,
Takvimin savrulan yapraklarından.
Güneş dermanını çoktan kaybetti,
Fersiz ateş gibi çırpınıyor tan.
Isınmaz, poyraza çalınan gönlüm,
Volkan yutsam bile her dem kaynayan.
Bahçeme dalan güz, diyet istiyor,
Bohçasında firak, hüzün ve hazan.
İğne acısına razıydım, oysa
Az diye çuvaldız yedim ardından!
-II-
Düşlerimi çaldın, sakladın ömür;
Arayıp bulmaya vermedin zaman!
Yavaşla, bir nefes alımı dur da,
Bari giderayak su ver, kırbandan.
Gözümü açınca ellerimdeydin.
Kapadım, ben oldum yine kaybolan!
Dudağıma kordan şerbeti sundun,
Donuk tebessümün tatlıyken baldan.
Sonbahar dökülür avuçlarıma,
Takvimin savrulan yapraklarından.