Arif Eren Hayatı/Sanatı

1938 yılında Kahramanmaraş'ta doğan Arif Eren, ilk ve ortaokul öğrenimini memleketinde yaptı. Erzurum Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünü bitirdi. Çeşitli liselerde ve eğitim enstitüsünde Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yaptı ve emekli oldu.

 

İlk şiiri 1964 yılında Çağrı dergisinde yayınlanan şairin şiirleri daha sonra Hisar, Varlık Yıllığı, Türk Edebiyatı, Milli Kültür, Defne, Ilgaz, Elif, Seviye, Güneysu, Tepe Edebiyatı, Dolunay, Alkış, Edebiyat Yaprağı gibi edebiyat dergilerinde yayınlandı.

 

2005 yılında Antalya Şair, Ozan, Yazar ve Ressamlar Kültür Derneği (ANŞO-YAD) tarafından 2. Şairler Buluşması'nda yılın Akdeniz Büyük Şiir Ödülü'ne layık görüldü.

 

Arif Eren'in şiirinin ana malzemesi hayattır, insandır, insana barınak olan mekåndır. Eren, ben merkezli bir kurguda insanın-insanla, insanın çevreyle ve insanın eşyayla olan ilişkisini güçlü gözlemlere sahip bir sanatçı bakışıyla şiirleştirir.

 

"Arif Eren, sosyal hayatta müşahede ettiği toplumsal meseleleri şair duyarlılığı ile dile getirmiş, problemlere sevgi ekseninde yapıcı, birleştirici çözümler göstermiş, toplumcu şairlerin aksine maddi olumsuzluklara değil, problemleri doğuran manevi etkenlere eğilmiştir. İdeolojik saplantıya düşmeden, çığırtkanlık yapmadan, sanatından taviz vermeden, yaşayan canlı bir dil, özgün imgeler, şiirin akışına en uygun şekilleri kullanarak şiirlerini okuyucunun yüreğine ve dimağına sunmuştur." (Avcı, 2014:63)

 

Arif Eren, şiirlerini Bu Kent Sende Kalsın (1963), Yurt Tesbihi (1975), Hayatı Huzura Ayarlamak (1985), Görkemli Denge (1996), Zaman Yerinde Durmaz (2006) ve Arif Eren Hayatı-Sanatı-Şiirleri (2010) adlı eserlerinde topladı.

 

YUNUS EMRE

 

Seni mutlu yapan iç huzuruna

O denli muhtaç ki insanlar

Ha huzursuz insan, ha ışıksız fānus

Yürekler sevgisiz, beyinler boş

Kararmaya başladı ruhlar Yunus

 

Hakkı dağa kaldırdı haksızlar

Ne izi belli, ne de yeri

Artık hak aramak bir kâbus

Gittikçe artıyor karanlığı ufkun

Umut, görünmez oldu Yunus

 

İnanma duygusunu kaybetti kimi insan

Yalansız konuşmaz oldu dilleri

"Ya hayır söyle, ya da sus"

Bu anlayış içinde yaşamayı

Bilsen, ne çok özledik Yunus

 

Hoşgörünün, hoş tarafı unutuldu

Bir bilgelik oldu kusur aramak

Eleştiri konusu her husus

İnsanlar, senin gibi düşünmeyi

Bir türlü öğrenemediler Yunus

 

Ondandır bu iflah olmayış

Bu düzende bir aksaklık var

Güçsüz kalıyor inançsız us

Niçin Allah aşkıyla tutuştuğunu

Anlayanları dost bildik Yunus